10 Ekim 2008

YARGILARIMIZ

Yargılarımız ve yargılarımız...
Saf insan olarak doğduğumuz bu ağın içinde büyürken bizimle birlikte büyüyen ve gürbüzleşen, sistemin adeta beyimize kazıdığı, bizi saf sevgi halimizden uzaklaştıran yargılarımız.
Yargı sistemimiz öylesine gelişmiştir ki, etrafımızda ne olursa olsun, aklımıza ilk gelen düşünce YARGILARIMIZDIR.

Yargılarla dolu günlerimize bir göz atarsak,

"Babam da bağırmadan konuşamaz".

"Annem de laftan anlamaz, sürekli dırdır eder".

"Bu kadın ne kadar çirkin, makyaj yapsa ne olur ki".

"Şu adama bak, o boyla o arabaya hiç yakışmış mı?".

"Bu adamın doğru bir iş yaptığı yok".

Bu örneklere siz daha binlercesini ekleyebilirsiniz.

Biri size "Kahve mi çay mı içersiniz?" diye sorduğunda, cevap kahvede olabilir çayda.
Bunun nedeni sadece tercih etmenizdir. Hiç çilek niye kırmızıdır diye sorgularmisiniz?
Yaptığınız sadece çilegin lezettini düşünmektir. Kişileri ve olayları yargılamak, sistemin bizleri robotlaştırmasına destek vermekten başka birsey degildir. Bunca yargılama içinde, kendinizi unutuyoruz ve yargı makinasi haline geliyoruz.
HERKES BİZLERİN İSTEDİĞİ GİBİ DEĞİL, KENDİ İSTEDİKLERİ GİBİDİRLER..
Bunun yanı sıra yargıların sonunda, mutsuz ve huzursuz olan bizleriz.
Yargılarımız sonunda mutsuz ve huzursuz eden ise yine bizleriz.
Minik yargı sistemlerini,bizler büyürken büyüterek sonunda insanlar arasında kargasa yaratan ve insanları istedigi yönde kuklalar gibi kullanan ise yine icine dogdugumuz sistemlerdir.
Bu sistemlerin kurbanı olmamamız icin elimizdeki tek silahımız saf insan halimiz, yani sevgi halimizdir. Bir kişi dahi olsa, cok basit bir olay dahi olsa, yargı yerine sevgiyi görüp, yargı yerine sevgiyi koklamak, yargi yerine sevgiyi tadmak,
içine doğduğumuz ağın kurbanı olmamak icin elimizdeki tek silahımızdır.

Not
İçine doğduğumuz Ağ: Cennet dünyayı, ,dünya genelinde, politika din ve basın üçlüsünü kullanarak, içindeki insanlari her yönden robotlaştırıp, birbirlerini kışkırtıp ekonomik güç ve kontrol etmek adına ,cehenneme çeviren dir.

Hiç yorum yok: