29 Kasım 2012

Uygulayıp başarılı olduğum tek liste:



ÖNCE LİSTE:

1- YAĞSIZ ETLER -
Izgara, fırın veya haşlama - yağ, margarin, zeytinyağı ve diğer yağlar yok.

2- TAVUK, HİNDİ - Derileri tamamen çıkarılacak - ızgara, haşlama veya fırında tereyağ, margarin, sıvı ve iç yağlar yok.

3- YAĞSIZ BALIK, DENİZ ÜRÜNLERİ -
Izgara haşlama veya fırında - Tereyağ, margarin, sıvı yağ ve iç yağları yok. Kokteyl sosu, ketçap, yaban turbu gibi şeylerin hepsi az miktarlarda yenebilir.

4- YUMURTA
tercihan katı olarak yenecek, fakat tereyağ, margarin, sıvı veya iç yağlar kullanılmadan istenildiği şekilde de yenebilir.

5- YAĞSIZ BEYAZ PEYNİR VEYA KAYMAĞI,
YAĞI ALINMIŞ SÜTTEN YAPILMIŞ PEYNİRLER.

6- GÜNDE EN AZ 8 BARDAK SU İÇMEK ŞARTTIR.

Dilediğiniz kadar çay, kahve (krema, süt veya şeker koymadan),
soda, maden suyu.
Bulunabilirse kalorisiz karbonatlı meşrubat,
kalori değeri olmayan sakarin türü tatlandırıcılar kullanılabilir.

Tuz, karabiber, baharat, kokteyl sosu, ketçap, turp gibi
çok kullanılan, çeşni veren maddeler serbesttir.

BAŞKA HİÇBİR ŞEYE İZİN YOKTUR.
BU LİSTEDE OLMAYAN ŞEYLERİ YİYİP İÇMEYİN.
------------------------------------------------
LİSTE BUDUR.MANTIĞI KISACA,DIŞARIDAN YAĞ VE KARBONHİDRAT ALMADIĞINIZ İÇİN,
VÜCUTTA YERLEŞMİŞ OLAN,ÜSTELİK BÖLGESEL YAĞLARINIZ BİLE GİDİYOR BOL SUYLA BİRLİKTE.AMAN SAKIN İHMAL ETMEYİN.ÇÜNKÜ SU BU DİYETİN ASLI.
YAĞLARI ATMAMIZ İÇİN VE BÖBREKLERİ TEMİZLEMEK,PROTEİNDEN DOLAYI YAKMAMAK İÇİN BOL SU İÇMELİYİZ.
GUT HASTALIĞI YADA KARACİĞER,BÖBREK RAHATSIZLIĞI OLANLARA TAVSİYE ETMEM ŞAHSEN.HER BÜNYEYE CEVAP VERİCEK REJİM FARKLIDIR.
BENİ BU ÇÖZÜYOR ANCAK.

HER GÜN EN AZ YARIM SAAT KARNINIZI İÇERİ ÇEKEREK VE DOĞRU NEFES ALARAK
 HIZLI YÜRÜYÜŞ YAPMANIZ DURUMUNDA DİYET HIZLANIYOR ASLA SARKMA OLMUYOR ZATEN BU DİYETLE.
VE SADECE YEDİKLERİNİZ SİZE FAZLADAN 275 KALORİ YAKTIRIYOR
AMA SEBZE VE MEYVE VS OLMADIĞI İÇİN DİYET SÜRESİNCE VİTAMİN TAKVİYESİ TAVSİYE EDİLİYOR."ONE A DAY" İ TAVSİYE EDERİM.

17 Mayıs 2012

Kitap Mimi

Asortik Krep beni çok güzel bir konuda mimlemiş teşekkür ederim:)

1-Ne sıklıkta kitap okursunuz?
Olabildiği kadar çok okumaya çalışıyorum ama açıkçası günlük koşturmaca ve internet okumaktan uzağa düşürüyor bizi. Özellikle yaz tatillerinde bu fırsatı kaçırmam ve elimden kitap düşürmem.

2-En sevdiğiniz yazar/lar?
Ayırd etmek istemem aslında geniş bir okuma yelpazemiz var evde. Her tür kitap okuyoruz. Felsefe ve kişisel gelişim severim mesela.Ayşe Kulin in tarih kokan romanlarını seviyorum akıcı bir dili var ve bitirene kadar elimden bırakmıyorum.Stephen King her daim favorimdir.Maeve Binchy severiz kızımla.Şairlerin kitaplarını seviyorum Nazım Hikmet,Ümit Yaşar Oğuzcan ve tümü:)

3-En beğendiğin Kitap/lar?
Unutkan bir insanım ben ne yazık ki ama ilk aklıma gelenlerden birkaçı
Füreyya-Sevdalinka-Ayşe Kulin
Hayatın ta kendisi lokantası-Maeve Binchy
Yüreğim seni çok sevdi-Canan Tan
Baba ve piç-Elif Şafak

4-Yerli ve yabancı hangi kitapların yazarlarını daha çok tercih edersin?
Ayırd edemem okuduğum kitapların tarzına bağlı bu.

 5- Bugüne kadar en beğendiğin kitap serisi?
Sherlock Holmes hastası kızım ben de bayılıyorum. Stephen King deyince akan sular durur.seri olmasa da.
Alacakaranlık serisi var bir de.

6- Daha çok hangi tarz da okumaktan hoşlanırsın?
Yukarıda belirtmiştim zaten. Felsefe,şiir roman hepsi benim için değerli.

7-En son hangi kitabı okudun?
Hasan Ali Toptaş-Gölgesizler

8-Şu anda hangi kitabı okuyorsun?
Stephenie Meyer-Tutulma

9-Kitap blogları hakkında ne düşünüyorsun? Yeterli mi?
Yeterli hatta fazla bile ama kitap önerisine ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum bu konuda zaten profesyonel siteler var alışverişimizi de yaptığımız. Kendilerinde bıraktığı etkiyi ve duygularını yazsalar çok daha güzel olabilir bence.

10- Kitap okumak sizin için ne ifade ediyor?
Bu soruya cevap vermek çok zor. En başta bu bir alışkanlık çocukluktan gelen. Hayal dünyasının kapılarını açan,yaratıcılığı arttıran ve bilgilendiren,ruh sağlığı açısından olumlu doyurucu tek şey diyebilirim.Olmazsa olmazım ve çocuklarımıza da bunu aşılamak gerektiğine inannıyorum kesinlikle.

Zeugma,Rüya ve tam bi kitap kurdu olan Zoitsa yı mimliyorum yapmamışlarsa:)

02 Mart 2012

Şikayetimiz var ama nereye?

Sömestr tatilinde kızımla gezerken yolumuz Özdilek avm ye düştü, kasada bir sorun yaşadım çok önemli olmasa da tüketicilere yaptıkları saygısızlık ve kazıktan dolay bunu her yere şikayet edeceğimi söyledim görevliye. Neyse zaman geçti yazmayı unuttum bugün fırsatım oldu şikayet var diye bir site buldum alsında tüketici hakları koruyan kollayan bir yer olsa önce hemen cevap alsak,öğrensek biz mi haklıyız kanuni durum nedir iyi olurdu.
Araştırıcam bu konuyu sizlerle de paylaşırım.
Neyse siteye girdim Özdilekle ilgili başka şikayetler de okudum. Kasada fiyat farklı başlıklı.
Ben de durumu yazmak istedim 3-5 adımlık bi süreç gayette zor yazdım çizdim tam göndere bastım o ne!
üye olmak zorundasınız
Ve saatlerce yazdığım çizdiğim her şey yokoldu bir kalemde!!
Kardeşim bu girişte yazılır en dandik forumda bile üye olmalısınız yorum yapmak için der bu ne demektir Neyse üye olduk işlem tamamlandı mail geldi tıkladım yine bir süpriz!
telefon numaranızı giriniz!
istemeyerek ev tlf girdim cep no vermek zorundasınız, yok artık dedim heme iletişimden şikayet var a kendilerine olan şikayetimiz yazdım o sinirle aynen şöyle
Neden cep numaramı vermek zorundayım? ya da üye olmak?
bunları anlamadım.şikayet edeceğim firmanın benimle muhatap olmasını istemiyor olabilirim.
Buraya bir şikayet yazmışsam zaten takipçisi oluyorum mailimle sanırım olması gereken de budur.Bana gmailimden ualaşabilirsiniz. Ya da firma cevap verirse okurum burdan ya da mailime yollar o da.Ne demek bu kadar özele girmek?
Telefonumu uluorta neden paylaşayım çözemedim.
Ayrıca girişte uyarı yok önce üye olmalısınız diye adım adım uğraşıp yazıp üye girişi demeniz de tuzaktır. Kınıyorum.


Yazdım ve çıktım şikayetimi direk buraya yazıyorum ki ÖZDİLEK yazdıklarında google dan çıksın bu arama iyi bi referans olsun onlara!
Tüketiciyi nasıl mağdur ettiklerini ayrıca eklemeye karar verdim. Bir sonraki postta.

28 Ocak 2012

Şimdi Hayat

Döndüm ben kendimce ama en az 5-6 yazı yazmadan yani sürekliliğime kendim inanmadan eski blogger arkadaşlarımı haberdar etmeye çekindim öyle ya hale bakarmısınız
2009-2
2010-2
2011-0 kayıt
2008 de 200den fazla en az 250 kayıt vardı.. bazılarını gizledim bazılarını sildim.
Ve şimdi nasıl ben geldim diyebilirim ki. Ya yine yazamazsam korkusu var içimde açıkçası.
İlk zamanlar kopmadan izlediğim blogları takip ettim yorumlar yazdım ama zamanla seyrekleşti, okusam da düzenli olmamaya ya da yorum bırakmamaya başladım, anladım ki kendiniz de bişeyler paylaşıyorsanız daha hevesli daha canlı oluyosunuz yorumlarınız sohbet havasına dönüşebiliyor o zaman.
Bir elin parmakları kadar kalmışız,yavaştan başladım ziyarete çoğu blog yazan arkadaşım benim gibi sıkılmış olacaklar kapatmışlar,ya da dışa kapatmışlar ve ben dışa kapatmayı kendi seçtiklerini davet etme özgürlüğü olarak gördüğümden çekinirim davet istemeye:(
Aynen gidipte adresi bulamazsın taşınmış olur ya eski mahalledeki komşularımız , öyle hissettim.
Farkettim ki eski bloggerlar yorumlara cevap vermiyor kale almaz gibi, biz de eskiden böyleydik ne kötüymüş:( dedim ama baktım gayette muhabbet gırlaymışız yani, yeniler hemen cevaplıyo ama bu çok hoş.
Her uzun ara verip yazmaya kalkışımda yeni bir şeyler görüyorum. Tema değiştirme işi çocuk oyuncağı olmuş şu sidebara konan zımbırtıları kaybetmemek için helak olurduk eskiden en basiti.Şimdi tek tıkla eklenip bir de yokolmuyolar nefis bişey.
Ama bloggerların birbirini keşfedip bulacağı çok ortak alan vardı blograzzi, kadın blog yazarları, Türk blog yazarları gibi ortamlar hepsi de yokolmuş nedense,sadece frendfeed var ben de onu kullanamıyorum.
Neyse zamanla ben de daha fazla okumaya zaman ayırabildikçe blogları,kendimizce toplaşabiliriz diye düşünüyorum:)
Tatil felaket geçiyor bu arada aynen tahmin ettiğim gibi,boşa geçiyor anlayacağınız. Çok sevdiğim bi şarkı bu ara şu:


Ve bir yazı okudum bugün,bu şarkıyı hatırlattı bana,
Son nefeslerini vermek üzere olan insanları evlerinde ziyaret edip bakımlarını üstlenen Avustralyalı yazar Bronnie Ware,
"Ölmek Üzere Olanların En Yaygın 5 Pişmanlığı" adlı bir kitap yayımladı.
İşte o 5 pişmanlık:

1- Başkalarının benden bekledikleri yerine keşke kendi istediğim hayatı yaşayacak cesaretim olsaydı.
2- Keşke bu kadar çok çalışmasaydım.
3- Keşke duygularımı açıklayacak cesaretim olsaydı.
4- Keşke arkadaşlarımla ilişkimi kesmeseydim.
5- Keşke daha mutlu olmama izin verseydim.

20 Ocak 2012

Sömestr geldi


Yarın resmi olarak sömestr tatili başlıyor.Artık çocuklarım küçük değiller.
Bu demek ki cadı yarın pılısını pırtısını toplayıp daha sabahtan "anneee yimahh" konulu sms ler atıp akşam kapıya dayanacak.
Diğer yandan bilgisayarla yek vücut olan oğluşum (artık oğluş diyemem kızıyo "anne yeeeaaaaaaaa" diye başlayan kalın sesli cümleler ve yukarı doğru bakmak zorunda bıraktığı deve boyutuyla örtüşmeyen bu hitaba son verelim:p) hmm o zaman ergenus diyelim ablası ve ben öyle diyoruz çünkü:)
Bu iki canavar şimdi tam 2 hafta boyunca,yat-yuvarlan-yemek ye-ev dağıt misyonlarını gerçekleştiricekler nasıl korkuyorum anlatamam.

Her yıl kızımla değişmeyen planımız sabah erken kalkıcaz birlikte kahvaltı edicez, yürüyüşe çıkıcaz ya da birimiz koşu bandındayken diğerimiz evi toparlıcak öğlene duş almış süslenmiş halde olucaz kesin:)
Diyet yapıcaz kesin 2 haftada 4 kg gider:D
Yapsak gidebilir de...
Sonra gidilecek yer planları, ziyaret etmek istediğimiz özlediğimiz birileri ya da alışveriş merkezleri olmadı sinema çarşı pazar..
Ha bu arada doktor ziyaretlerimiz de var bu plan içinde.
Ama her gece nerdeyse sabahladıkları için ertesi gün yataktan kalkması ne mümkün geç kalkınca bütün ev düzeni yemek düzeni her şey alt üst olup mayıştıkça mayışıp tembelleştikçe ev kedisi modunda geçirip gidiyor tatili. Ardından bi 2 hafta temizlik yapmam gerekicek :S

Aha buraya yazıyorum bu sefer de böyle olacakk, inançlı biçimde olmayacak asla! cart curt demek isterdim ama tarih tekerrürden ibarettir malum:)

Yokluğumda daha doğrusu şu iki yılda bende çok şey değişmiş sağlık ve diğer yönlerden bunları anlatabilirim umarım ki.

18 Ocak 2012

Aileiçi Şiddete SON



Aile Mahkemesi Hâkimi, kanunun 1. maddesine dayanarak kusurlu eşin veya diğer aile bireyinin;

a) Aile bireylerine karşı şiddete veya korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulunmaması,

b) Müşterek evden uzaklaştırılarak bu evin diğer aile bireylerine tahsisi ile bu bireylerin birlikte ya da ayrı oturmakta olduğu eve veya işyerlerine yaklaşmaması,

c) Aile bireylerinin eşyalarına zarar vermemesi,

ç) Aile bireylerini iletişim araçları ile rahatsız etmemesi,

d) Varsa silah veya benzeri araçlarını genel kolluk kuvvetlerine teslim etmesi,

e) Alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmış olarak şiddet mağdurunun yaşamakta olduğu konuta veya işyerine gelmemesi veya bu yerlerde bu maddeleri kullanmaması,

f) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması. Hakkında karar verecektir. Bu tedbirler en çok 6 ay süreli olabilir. Kusurlu olan eş, verilen tedbir kararı konusunda uyarılır. Tedbire uymadığında hapis cezası mahkûm edileceği de uyarıda belirtilir.

Eş (veya şiddeti uygulayan diğer aile bireyi) ne kadar süre ile hapsedilebilir?

Eğer mahkemece alınan tedbire şiddet uygulayan aile bireyi riayet etmiyorsa, yaptığı hareket, başka bir suçu oluşturmuyorsa, 3 aydan 6 aya kadar hapis cezası verilecektir. Şiddet uygulayan aile bireyi, tedbire aykırı davranışı ile aynı zamanda başkaca bir suçu daha işliyorsa, o suça ilişkin ceza ayrıca uygulanacaktır.

Mağdurların yaşam düzeyleri göz önüne alınarak, ailenin geçimine katkı sağlayan kişi hakkında bu tedbirler uygulanıyor ise, ayrıca tedbir nafakası daha önce uygulanmadıysa, bu kanuna göre tedbiren nafakaya da hükmedilebilir. Böylece, şiddet uyguladığı için örneğin evden uzaklaştırılan eşinizden nafaka da talep edebilir, zor duruma düşmekten alıkonulabilirsiniz.

Ailenin Korunması Hakkında Kanundan yararlanmak için, harç ödemezsiniz, ancak posta masrafına hazırlıklı olun. Zira alınan karar, şiddeti uygulayan aile bireyine tebliğ edilecektir. 1 adet posta pulu bugün itibariyle 4,5 YTL dir.

Eğer kanun kapsamında koruma kararı alındı ise ancak hakkında bu karar alınan kişi karara uymuyorsa, örneğin evden uzaklaştırılan eşiniz eve zorla girmeye çalışıyorsa derhal en yakın karakolu arayın. Durumu izah edin. Onlar gerekeni yapacak ve şikâyetinizi savcığa intikal ettirecektir. Savcılık sizin adınıza Sulh Ceza Mahkemesinde dava açacaktır..

17 Ocak 2012

Sokakta yaşayan kediler için barınak:

Bilmem yapan olur mu bizim duyarsız sevgisiz hayvanlara karşı insanımız malesef ama çok güzel..gençlerden umutluyum..
Kedileri köpeklerine ısırtmaya çalışıp olmayınca tekmeyle öldüren cani aşşalık olanlardan değil ama!!


16 Ocak 2012

Her yerde kar ve Nazım şiirleri



Sabah kalkıp perdeyi açtığımda heryer bembeyazdı nasıl sevindim şok oldum. Bayılırım kar yağarken izlemeye hele de sokakta dolaşmaya.Sonra eridi sis çıktı hatta arada yağdı durdu vs .
Artık o kadar nadir yağıyor ve tutmuyor ki neredeyse çocuklar görse tanımyacak.
Ama şu an saat 21.12 ve lapa lapa yağıyor yerler tuttu ve ben balkonda donana kadar izledim mest olarak:)
Hatta kenarındaki karları  toplayıp sağa sola attım zevkle aşağı inebilirim de her an:)
Ekleme: Dayanamadım aşşağı inip bi uçtan bi uca yürüdük kartopu oynadık kara yattım kendime geldim oh bee:D




Malum Nazım Hikmet anılıyor. 110.doğum yılında anılırken hayatının dizi olacağı söylenmiş haber şurda
Özelliğini ve anlamını yitiriyor bu dizilerin raiting kaygısı yüzünden değerli kişilerin yapıtları ve özel hayatları diye düşünüyorum ben açıkçası. Sinema filminden sonra da yapılmasa daha iyiydi diye düşünmüştüm.
Keşke eserleri ve kendi içimizde yarattığımız hali ile kalsaydı.. Kalsalardı..
İyi ki şiirleriyle geçmiş ve bir iz bırakmış hayatımızda..

Annelerin ninnilerinden
                              spikerin okuduğu habere kadar,
yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık,
anlamak gideni ve gelmekte olanı.
                                                                    1946

15 Ocak 2012

Bendeniz nerde ki?;

7 Ağustos 2010 Cumartesi

İşte tam bu günden beri yazmamışım ..ondan önce de anormal bi kopukluk.
Beni blog yazmaktan soğutan olaylar dizisi..haketmediğim bir mail. Kelalaka bir kişiden.
Benimle de alakası olmayan bir konuda. Kendi hatalarının ya da anlık sinirinin öfkesini başkasından çıkartmaya çalışan insanlara örnek.
Unutmuştum nerdeyse ama geçen gün maillerimi temizlerken rastladım ve yeniden şok oldum. Olayın ayrıntılarına girersem çıkamam geçmiş geçmişte kalmalı. Ama ahım her daim omuzunda olacak halen bi melek edasıyla yazmaya çizmeye devam ettiğini tahmin ettiğim o şahsın.
Hemen ardından gereksiz istemediğim bazı kişiler tarafından deşifre olmuş olmam.Gerçek hayatımdan yani.
Ha saklamadım kimliğimi gerekte yoktu gerçi ama anladım ki böyle bir ortamda daha dikkatli olmak gerek.
Yani şöyle, gerçek hayatımızdaki insanlar sanal dünyamızdan bir adım geride kalmalı.
O zaman daha özgür daha biz olabiliyoruz işte.

Özledim aslında yazmayı ama yeniden yazarmıyım bilmiyorum,işe adres ve isim değişip eski blogumu buraya aktarmakla başladım. Eskiden bugüne gelene kadar neler demişim ilk defa okuyan olursa göz atsın ben de unutmayayım diye,çünkü ben geleceğe anı kalsın diye yazardım zevkle...
Bir bölümünü taslak olarak bıraktım yayından kaldırdım ama geri kalanları düzeltmedim bile.
Diğer nick im yanlış anlamalara sebebiyet veriyordu ve bunu yazıp beni bulmalarını da istemiyorum artık.
Yazılarımı düzenleyip eski dostlara bakmak gerek burdalar mı beni hatırlayacaklar mı.
Gerçi bir çok blog ya kapanmış ya uzun zamandır yazı girilmemiş benim gibi ya da tamamen değişmiş misyonları :S Neyse yeni keşifler de gerek. Yenilenmek gerek.
Genç öğrenci kesim çoğunlukta olsa da ben bu blogu açtığımda sadece kızımla olan diyaloglarımızı yazmaktı niyetim şimdi daha komik bir hal aldık.O zaman daha 15 ine giricekmiş mesela benim tatlı cadum şimdi 20.
Yuvadan uçtu gitti bile..ve facebooktan yazışıyoruz artık bir de.

Ben yaşıma göre yazıp çizmeyi özlemlerimi, o yılları anlatmayı özledim gençlerin de buna ihtiyacı olabilir belki de. Ablaları anneleri yaşındayım dicektim ama bu sefer de 50-60 sanıcaklar diye korktum şu anda ahaha:)
Bu arada bende neler değişti bundan sonra anlatarak  başlayabilirim belki de yazmaya.
Ya da yine kilidi basar giderim.
Muamma:)